Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı da olan Laschet, seçim çalışmaları ve Türkiye-Almanya ilişkileri konusunda açıklama yaptı.
Türkiye’nin NATO üyesi olarak ve Avrupa ile birçok alanda yaptığı iş birliği bakımından ne kadar önemli bir ülke olduğunu bildiğini vurgulayan Laschet, “Bir Türkiye dostu olarak, şansölyeliğimde ilişkilerin yeniden daha iyi olmasını umuyorum. Bunun için çalışmamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Laschet, dış politikanın daima gündeminde önemli rol oynadığına işaret ederek “Diğer başbakan adaylarıyla gerçekleştirilen canlı yayınlarda ve seçim kampanyasında dış politika, Avrupa politikası ve güvenlik politikasına ilişkin tek bir sorunun sorulmamasından dolayı da üzüldüm açıkçası.” ifadelerini kullandı.
Başbakan seçilmesi halinde ağırlık vereceği başlıca üç meselenin ne olacağına ilişkin soruya Laschet, “En önemlisi pandemiden sonra ekonomik büyümeye geri dönmemiz. İkincisi ülkenin modernleşmesini ilerletmek; Dijitalleşmede, yenilikçi girişimlerin kurulmasında. Bunlara enerji dönüşümünü başarmada, iklim değişikliğiyle mücadelede ihtiyacımız var ve dünyaya katkı sağlamak. Afganistan’da yaşananlardan sonra bir fiyasko gördük ve dünya istikrarına katkıda bulunmak önemli olacak.” cevabını verdi.
Laschet, göçmenlerin, özellikle de Türk göçmen biyografisine sahip olanların büyük potansiyelinin bulunduğunu gözlemlediğini, bunu, Alman toplumunun da görmesini hedeflediğini ifade ederek, bu potansiyelleri kullanmak, ayrımcılığı azaltmak ve çeşitliliği yaşatmak gerektiğini vurguladı.
Almanya’da, 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlerle beraber 16 yıllık Angela Merkel dönemi sona erecek.
Pazar günkü seçimlerde Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Armin Laschet, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı ve Maliye Bakanı Olaf Scholz ile Yeşiller Partisi’nin başbakan adayı ve partinin Eş Başkanı Annalena Baerbock Merkel’in koltuğuna oturmak için yarışacak.
60 yaşındaki Armin Laschet 2005-2010 döneminde Kuzey Ren-Vestfalya’da Aile, Kadın ve Uyum Bakanlığını üstlendi. Bu görev kapsamında eyalette yaşayan Türklerle yakın ilişki kuran Laschet, Türk-Alman dostluğuna katkıda bulundu.
Üç çocuk babası Laschet, 2017’de yaklaşık 18 milyon nüfusla Almanya’nın en yoğun nüfusuna sahip Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin başbakanı oldu.
Uzlaşmacı yönüyle bilinen Laschet’in şansölye olması durumunda Başbakan Merkel’in siyasetini sürdürmesi bekleniyor.
Yeni dönemde yatırımın artması için vergilerin yükseltilmeyeceği vaadinde bulunan Laschet, güvenlik, iklimin korunması ve aile politikalarını önce çıkarıyor.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı da olan Laschet, seçim çalışmaları ve Türkiye-Almanya ilişkileri konusunda açıklama yaptı.
Türkiye’nin NATO üyesi olarak ve Avrupa ile birçok alanda yaptığı iş birliği bakımından ne kadar önemli bir ülke olduğunu bildiğini vurgulayan Laschet, “Bir Türkiye dostu olarak, şansölyeliğimde ilişkilerin yeniden daha iyi olmasını umuyorum. Bunun için çalışmamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Laschet, dış politikanın daima gündeminde önemli rol oynadığına işaret ederek “Diğer başbakan adaylarıyla gerçekleştirilen canlı yayınlarda ve seçim kampanyasında dış politika, Avrupa politikası ve güvenlik politikasına ilişkin tek bir sorunun sorulmamasından dolayı da üzüldüm açıkçası.” ifadelerini kullandı.
Başbakan seçilmesi halinde ağırlık vereceği başlıca üç meselenin ne olacağına ilişkin soruya Laschet, “En önemlisi pandemiden sonra ekonomik büyümeye geri dönmemiz. İkincisi ülkenin modernleşmesini ilerletmek; Dijitalleşmede, yenilikçi girişimlerin kurulmasında. Bunlara enerji dönüşümünü başarmada, iklim değişikliğiyle mücadelede ihtiyacımız var ve dünyaya katkı sağlamak. Afganistan’da yaşananlardan sonra bir fiyasko gördük ve dünya istikrarına katkıda bulunmak önemli olacak.” cevabını verdi.
Laschet, göçmenlerin, özellikle de Türk göçmen biyografisine sahip olanların büyük potansiyelinin bulunduğunu gözlemlediğini, bunu, Alman toplumunun da görmesini hedeflediğini ifade ederek, bu potansiyelleri kullanmak, ayrımcılığı azaltmak ve çeşitliliği yaşatmak gerektiğini vurguladı.
Almanya’da, 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlerle beraber 16 yıllık Angela Merkel dönemi sona erecek.
Pazar günkü seçimlerde Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Armin Laschet, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı ve Maliye Bakanı Olaf Scholz ile Yeşiller Partisi’nin başbakan adayı ve partinin Eş Başkanı Annalena Baerbock Merkel’in koltuğuna oturmak için yarışacak.
60 yaşındaki Armin Laschet 2005-2010 döneminde Kuzey Ren-Vestfalya’da Aile, Kadın ve Uyum Bakanlığını üstlendi. Bu görev kapsamında eyalette yaşayan Türklerle yakın ilişki kuran Laschet, Türk-Alman dostluğuna katkıda bulundu.
Üç çocuk babası Laschet, 2017’de yaklaşık 18 milyon nüfusla Almanya’nın en yoğun nüfusuna sahip Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin başbakanı oldu.
Uzlaşmacı yönüyle bilinen Laschet’in şansölye olması durumunda Başbakan Merkel’in siyasetini sürdürmesi bekleniyor.
Yeni dönemde yatırımın artması için vergilerin yükseltilmeyeceği vaadinde bulunan Laschet, güvenlik, iklimin korunması ve aile politikalarını önce çıkarıyor.